Arama
Tüm Kategorileri Göster
    Menu Close
    Tüm Blog Yazılarını Göster

    Marvel's Spider Man İncelemesi

    Marvel's Spider-Man Wallpaper – PS4Wallpapers.com

    2018 in Merakla beklenen oyunlarından Marvel's Spider Man İncelemesi  Denis arkadaşımız oyuna dair detaylı bilgi ve tecrübelerini bizlerle paylaşıyor.

     E3 2016 fuarından beri sabırsızlıkla beklediğimiz Marvel’s Spider-Man nihayetinde bizlerle buluştu. Dünya genelinde ilk üç günde 3.3 milyon kopya satarak PlayStation tarihinin en hızlı satan özel oyunu olmaya başaran Marvel’s Spider-Man hem oyunu geliştiren Insomniac Games ekibinin hem de yayıncı Sony Interactive Entertainment’ın gurur kaynağı haline geldi.  

     Peki bütün bu bekleyişlerin ardından Marvel’s Spider-Man beklenenleri oyunculara verebildi mi? Haydi bu konuya hep beraber daha yakından bakalım.

    Çıkış Tarihi: 7 Eylül 2018

    Geliştirici: Insomniac Games

    Yayıncı: Sony Interactive Entertainment

    Tür: Aksiyon ve Macera

    Multiplayer: Mevcut Değil (Ps Plus zorunluluğu bulunmamaktadır)

    2.png

    Kader ağlarını ördü

     Mahallemizin dost canlısı komşusu Spider-Man’ın origin hikâyesinin anlatılmadığı bu oyunda Peter Benjamin Parker 23 yaşında büyük sorumlulukları sırtına yükleyen genç bir delikanlı olarak karşımıza çıkıyor. Radyoaktif örümcek kendisini ısırdığı andan itibaren sekiz sene geçmiş, geçen yıllar boyunca hayat kendisine olabildiğince sert davranmış ve kendisini bu günlere hazırlamış.

     Daily Bugle’daki işinden çoktan ayrılmış olan Peter, insanlığa büyük yardımı dokunabilecek bir bilim projesinde stajyerlik yapıyor.. Diğer yandan karmaşık olan özel hayatını yoluna sokmaya çalışmakla beraber hepimizin çok yakından bildiği şu kahramanlık işi ile oldukça içli-dışlı bir şekilde günlerini geçiriyor. Eh bir de arta kalan zamanında halası May’in de içinde bulunduğu, F.E.A.S.T. adlı yardım kuruluşuna yardımlarını esirgemiyor..

     Oyuna başladığımızda muazzam bir giriş ile Peter’in hâlâ çulsuz ve kıt kanaat geçindiğini görüyoruz.. Marvel’s Spider-Man daha ilk saniyelerden “işte geldim, beklediğinize değdim” edasıyla çok hareketli bir giriş yapıyor. Daha önce hiçbir Spider-Man oyununda görmediğimiz bu hareketli giriş, oyuncuyu çok çabuk moda soktuğunu söylemek hiç de yanıltıcı olmayacaktır.

     Spider-Man’ın başına yıllarca dert olan Wilson Fisk nam-ı diğer Kingpin’i parmaklıkların ardına tıkmaya hazırlandığımız ilk görevimizde oyun mekanikleri ile tanışıyor ve maceraya hız kesmeden devam ediyoruz.

      Marvel’s Spider-Man’in ana hikâye bakımından orijinal olması ve herhangi bir film uyarlaması olmaması duyurulduğu ilk günden beri bizi heyecanlandıran en büyük nüanslardan biri olmuştu. Oyunun, bana kalırsa en önemli artısı da ana hikâyesinin kendine özgün olması. Bu özgünlük sayesinde Marvel’s Spider-Man’i daha önce çıkmış bütün Spider-Man oyunlarının arasında en tepeye yerleştirdiğimde hiç de sırıtmadığını görmek ekstra bir süper güç gerektirmiyor. Elbette daha önce çıkan 2000’li Spider-Man, 2005’li The Ultimate Spider-Man ve 2008’li Spider-Man: Web of Shadows gibi özgün sayılabilecek yapımlar da bulunuyordu. Ancak son yıllarda çıkan Amazing’li Spider-Man’ler karakterin oyun dünyasındaki itibarını zedelemiş ve öncesinde çıkan Arkham serisi, süper kahraman oyunlarında yeni bir çağ başlatmıştı. Spider-Man için tam da herşey bitmiş derken 90+3’de Insomniac Games oyuna giriyor ve tıpkı yeni örümcek logosu gibi karakter için yeni beyaz bir sayfa açıyor.

    3 kopya.png

    Frank Sinatra’nın ağzından New York, New York’u dinlemek gibi

     Ortalama otuz saatlik bir maceraya atlayacağımız Manhattan adasında yok yok! Hem gerçek hayatta yer alan New York hem de Marvel evreninde yer alan New York organik bir şekilde harmanlanmış, oyuncuya büyük sürprizler vadediyor. Özgürlük Anıtı, Central Park, Times Square’in yanında Avengers Kulesi, Sanctum Santorum ve Wakanda Elçiliği iç içe. Ama görünüşe göre sevgili dostumuz Peter’ın dışında herkes yıllık izine çıkmış gibi görünüyor. Nitekim kendisinden başka hiçbir süper kahramana Manhattan’da rastlamak mümkün değil.

     Şehir hayatı ise bildiğiniz gibi.. Bitmek bilmeyen bir trafik, yoğun gürültü, kalabalık sokaklar ve ruhsuz npc’lerle dolu. Gökyüzünden kaldırımlara indiğimizde halk örümceğe tepki veriyor, övgü yağdırıyor, el sıkışıyor veya selfie için telefonlarını hazırlıyorlar. Yaşayan şehir havası ne kadar mevcut olsa da insanlarla iletişim çok yapay gözüküyor. Ancak J. Jonah Jameson’un şu yeni Talk Show'unda değişen oyun dünyası ile ilgili küçük yorumları yeri geldiğinde sürprizlere yol açıyor.. Örneğin Spider-Punk kostümüne büründüğümüzde Jameson bülteninde bununla ilgili yorumlar yapıyor ve birden çok örümceğin var olabileceği konusunda teoriler yürütürken fenalaşıyor. Ah Jonah, umarım bir gün Spider-Verse ile tanışmak zorunda kalmazsın..

     Gün döngüsünden kısaca bahsedecek olursak.. Sadece görevden göreve günün saatlerinin değiştiğini söyleyebiliriz. Çoğu diğer açık dünya oyununda olduğu gibi otomatik olarak 24 saatlik bir döngü mevcut değil. Ancak oyunu bitirdiğimiz taktirde günün saatlerini istediğimiz biçimde ayarlayabiliyoruz. Bu bir yandan iyi bir yandan ise kötü bir seçenek. Sebebi ise oyun dünyasına gün yüzü hakimken herşeyin güllük gülistanlık olması. Havanın kararmasıyla birlikte ise şehir çok renksiz bir renge bürünüyor. Hal böyle olunca bir an önce sabah olsa da üç-beş renk görsek telaşına girişiyorsunuz. Geceleri cyberpunk atmosferinin hakim olduğu şu ışıl ışıl şehir havasını çok aradım. Ama bir türlü bulamadım ne yazık ki.

    3.png

    Haydi örümceğim yandan yandan

     Çeşitlilik bakımından oldukça zengin olan yan görevlerde öncelikle polis kulelerini tamir ediyor ve şehirde olup biten herşeyden haberdar oluyoruz. Arkasından toplanabilir eşyaların yerlerini öğreniyor ve Parker’ın sekiz sene boyunca sağa-sola sakladığı sırt çantalarından oyun dünyasına ait hikâye kesitlerini öğreniyoruz. Daha sonra Peter’ın can dostu Harry Osborn’a ait olan araştırma istasyonlarına uğruyor ve New York’u çevre kirliliğinden arındırmaya yardımcı oluyoruz. Hatta bir an yan görevler hızını alamayıp güvercin avına kadar gidiyor..

     Tabi yan görevler ne kadar çeşitli gibi görünse de aslında hepsi ayrılmış olan kategorilerde birbirinin tekrarları. Ana hikâyeden artan zamanlarda çantaları topluyor, fotoğraflar çekiyor ve ekolojik savaş için önemli adımlar atıyoruz. Aralarda şehri birbirine katmaya çalışan çeteleri avlıyor ve çeşitli meydan okumalara cevap veriyoruz.

     Tüm bunların karşılığında ise jeton kazanıyor ve kendilerini Skill’lerimizi geliştirmek ve çeşitli kostümleri elde etmek adına harcamak durumunda kalıyoruz. Yan görev yoksa, jeton yok, jeton yoksa yeni ciciler yok!

    4.png

    Trikolu bir komedyen

     Oyunun belki de en eğlenceli ayrıntısı Parker’ın sürekli gelişen hadiseler doğrultusunda yorum yapması. Dur durak bilmeyen bir espri makinesini yönlendirdiğiniz bu oyunda aksiyon dozajı maksimuma vurduğunda bile sevgili örümcek absürt birşeyler geveleyerek ortamı yumuşatmadan geçemiyor. Bu konuda tek rakibi Scorpion. Sırf böyle anlarda daha fazla espri yapabilmesi adına geliştirici ekip, oyun içinde kullanabileceğimiz ekstra bir skill bile eklemiş. Durmadan espri yapan bir Spider-Man’den daha iyi ne olabilir? Tabi ki de durmadan daha çok espri yapan bir Spider-Man!

    5.png

    Oyuncaklar için Tony Stark’a ihtiyacınız yok!

     Marvel Sinematik Evrenine katılan Tom Holland’lı yeni örümceği tanımayanımız kalmamıştır herhalde.. Hani şu toz olan.. Seyirci ve eleştirmenlerden oldukça olumlu yorumlar alan ekranlardaki yeni örümcek, aslında bakarsanız son üç film içerisinde neredeyse hiçbir şey geliştirmedi. Benim de bu durumu ayıkmam aslında bu oyunla oldu diyebiliriz. Kostümlerini ve bütün teknolojik oyuncaklarını Tony amcası yardımıyla edinen sinematik Parker’a nazaran dijital Parker bütün marifetli küçük oyuncaklarını kendisi geliştiriyor ve çizgi romanlarda olduğu gibi aslında ne kadar becerikli bir bilim insanı olduğunu oyunculara tekrardan hatırlatıyor.

     The Amazing Spider-Man 2 için yazılmış olan ve Alicia Keys ve Kendrick Lamar tarafından yorumlanan "It's On Again" adlı şarkıda bahsi edildiği gibi: “Düşmanlarımla savaşmaya çalışan yalnız bir kahramanım”

      Bana kalırsa Spider-Man takım oyuncusu değil tek başına sorunlarıyla savaşan içimizden biri.. Başı çok sıkıştığında nadiren yardım alan bir karakter. Bu nedenle MCU’da ki yorumundan ziyade oyunda ki yorumunu çok daha başarılı buldum diyebilirim.

     Dijital Parker’ın geliştirmiş olduğu oyuncaklar oldukça başarılı ve kullanması eğlenceli. Hatta zorunlu diyebiliriz. Düşmanları kum torbaları niyetine kuru kuru dövmeyi kim eğlenceli bulabilir ki? Farklı ıvır zıvırları kendi aralarında kombine ederek düşmanları daha hızlı avlamak her zaman daha eğlenceli.

    6.png

    Aynasız Örümcek

     Düşmanlardan bahsetmişken oyunda kendilerinin pek de çeşitli olmadığını söyleyebilirim. Ancak günün sonunda hem yumruklarımızı konuşturup hem de çeşitli ağ mekaniklerini birbirleriyle harmanlamak ve bunu düşmanlarımıza karşı kullanmak oldukça faydalı ve eğlenceli. Düşmanlar arasında dost ateşi de mevcut bu arada.. Tüm bunların yanı sıra gizli dedektif edasıyla gölgelerin arasında gizlice hareket edebiliyor ve düşmanlarımızı sessizce ortadan kaldırabiliyoruz. Ancak öldürmek yok! Spider-Man düşmanlarını öldürmez!

     Boss savaşları ise “meh” dedirtecek seviyede. Çok renkli ve eğlenceliler ama çok basit ve çok kısalar. Otuz saatlik oynanış esnasında hepi topu sadece bir saatlik boss savaşı mevcut. Geliştiricilerin daha komplike ve daha çok boss savaşı koymasını canı gönülden çok isterdim gerçekten.

     Ayrıca dövüşürken çevreyi kullanmak çok önemli. Bahsettiğim ıvır zıvırların yanı sıra çevrede bulunan neredeyse herşeyi silah olarak kullanabiliyoruz. Hatta düşmanlarımızı bile!

    7.png

    Tek rakibim Howard’ın güvercinleri

     Oyunun en eğlenceli mekaniklerinden biri uçmak.. Binadan, binaya ağ atmak ve hızlıca uzun mesafeleri kat etmek artık başlı başına bir eğlence kaynağı. Ayrıca önceki oyunlarda olduğu gibi ay yüzeyine ağ atarak ilerlemeye ihtiyacımız yok. Herşey olabildiğince gerçekçi ve ağlarımız ancak ve ancak belli yüzeylere yapışabildiğinde yol kat edebiliyoruz. Bu nedenle hızlı geçiş noktalarına hiç ama hiç ihtiyacınız yok.

    8.png

    Poligonun kadar konuş!

     Sizlere acı ama gerçek birşey söyleyeceğim ama bence oyun E3’lerde gösterildiği kadar başarılı değil. Yani grafik konusunda.. Ayrıca standart PlayStation 4 ve PlayStation 4 Pro arasında HDR özelliğinden kaynaklı ciddi farklar olduğunu söyleyebilirim. Işık oyunu sayesinde Pro kullanıcıları çok daha görkemli bir oyun dünyası ile karşı karşıya kalıyor. Oyunun fotoğraf modunda bile HDR özelliği sayesinde oyuncular harikalar yaratabiliyorlarken standart PlayStation kullanıcılarının kareleri oldukça soluk kalıyor. Standart çekimler, Pro kareleri ile karşılaştırıldığında oldukça cansız gözüküyor.

     

     Oyunu standart PlayStation 4 üzerinden oynayan biri olarak fuarlarda gösterilen tüm o renkli tanıtımlardan sonra grafik konusunda açıkçası biraz hayal kırıklığına uğradım diyebilirim.

    9.png

    Ses mühendisimden ne haber?

     Oyun boyunca ilerleyişimi Gold Wireless Headset ile gerçekleştirmem yoğun ses deneyimi açısından oldukça yardımcı oldu. Yeri geldiğinde çoğu patlama ve özellikle şimşek çakması o kadar gerçekçi etkiler yarattı ki, korku oyunlarında maruz kalmadığım screamer etkilerine maruz kalmış bulundum. Bu konuda ses ekibinin göstermiş olduğu ince emek karşısında teşekkür etmek gerek.

     Bunların yanı sıra Spider-Man’in yapmış olduğu telefon konuşmaları uçuş halindeyken ve hareketsizken veya yürüyüş halindeyken farklılık gösteriyor. Buda oynanışı keyifli kılan küçük tatlı detaylardan sadece bir tanesi.

     İşinin ehli John Paesano tarafından bestelenen müzikal altyapılar ise oyun dünyası ile çok güzel harmanlanmış. Kendisi bir başka PlayStation özel oyunu Detroit Become Human’ın bestecisiydi aynı zamanda. Ancak karşılaştırma yapılacaksa.. Marvel’s Spider-Man’de, Horizon Zero Dawn’dan hatırlayacağımız Joris De Man ve Julie Elven tarafından bestelenen Aloy’un teması kadar başarılı bir parça yok. Hele hele Sam Raimi’nin 2002 yapımı Spider-Man filminden Danny Elfman’ın bestelediği ana temanın yanına yaklaşabilecek tek bir parça dahi yok diyebilirim.. Ancak zevkler ve renkler diyerek kesinlikle bu işte harikalar yaratan ses sanatçılarına bir saygısızlık göstermek istemiyorum. Umarım kendimi doğru açıklayabilmişimdir.

    10.png

     

    Ağdan yumak yapalım, incelemeyi toparlayalım!

     Genel olarak artıları ve eksileri tarttığımda oyunu beğendiğimi korkusuzca söyleyebilirim. Ancak oyunun ideal olmadığını ve geliştirilebilecek birçok yanının olduğunu da es geçemem. Evet, kesinlikle son yıllarda çıkan en iyi Spider-Man oyunu ve en iyi süper kahraman oyunlarından biri. Arkham serisi ile karşılaştırmamı bekleyen olduysa, üzgünüm.. Bence ikisi birbirinden bağımsız çok başka yapıda oyunlar. Bu nedenle iki oyunu karşılaştıranları ne yazık ki anlayamıyorum. Bu arada Marvel’s Spider-Man’i, Batman: Arkham Knight’dan daha çok sevdiğim de bir gerçek.. ve bu konunun Spider-Man hayranı olmamla hiçbir alakası yok. Sırf karakteri çok sevdiğim için oldukça kötü olan The Amazing Spider-Man ve The Amazing Spider-Man 2 gibi oyunlarını es geçtim ve bulaşmadım bile. Zoraki fan boy olmanın bir anlamı yok diye düşünüyorum.

     Yukarıda da bahsettiğim gibi Marvel’s Spider-Man ideal bir oyun değil. PlayStation’ın çok daha iyi kendine özel oyunları bulunuyor.. Ayrıca E3 ve çeşitli fuarlarda gösterilen fragmanlardan sonra üç perdelik oyunun iki perdesinden haberdar olduğumuzu ne yazık ki ufaktan söylemek durumunda hissediyorum kendimi.

     Oyuna kişisel bir puan versem 100 üzerinden 80 civarı birşey olurdu sanırım. Nitekim inişli çıkışlı bir yapısı mevcut. Ana görevler iyiyken, yan görevler tekrar ediyor.. Toplanabilirlikler merak uyandırıcıyken kovalamacalar bir yerden sonra sıkıyor. Oyunu %100 tamamlayan bir oyuncunun yapabileceği tek şey şehirde aval aval ağ atmak ve küçük çeteleri avlamak oluyor.. Başka alternatif bir aktivite yok ne yazık ki. DLC’ler ve NG+ güncellemesi ile birlikte fotoğraf modunun geliştirilmesini temenni ediyorum. Bu oyunu çok bekledik.. Biraz daha çeşitlilik ve yeniden oynanabilirlik hiç ama hiç fena olmaz bence.

     Son söz olarak.. Spider-Man hayranıysanız bu oyunu düşünmeden alın, oynayın, oynattırın. Değilseniz yine alın, oynayın, oynattırın ve unutmayın.. İyilik yapmak için hiçbir zaman kostüm sahibi olmanıza gerek yok!

    Eğer Marvel's Spider-Man ilginizi çektiyse dijital sürümünü buradan satın alabilirsiniz. 

    Artılar: 

    • Ana hikâye
    • Oynanış,dövüş ve ağ mekanikleri
    • Toplanabilir eşyalar
    • Gündüz gözüyle şehir atmosferi
    • Ses ve müzik

    Eksiler: 

    • Tekrar eden yan görevler
    • Gece gözüyle şehir atmosferi
    • %100’den sonra oyun çok boş

    Yorumlar
    Yorum Bırak Close